Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme davaları boşanma davalarının kesin, özel sebeplerinden biridir. Boşanma avukatı, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme davalarında müvekkillerinin menfaatini korumaktadır. Suç işleme sebebiyle boşanma davalarında dikkat etmeniz gereken ilk husus bahsi geçen suçun eşe karşı değil üçüncü bir tarafa karşı işlenmesidir.
İşlenen suçun niteliği de boşanma davası açısından önemlidir. Kanun özellikle küçük düşürücü nitelikteki suçlar için dava açma hakkı tanımıştır. Eş açısından yüz kızartıcı suç olarak tabir edilen halk arasında utanç sebebi olan bazı suçları işleyen eş diğer eşin de itibarını zedelediği için hem evlilik birliğini bitirecek hem de eşine karşı boşanma avukatı aracılığıyla manevi tazminat davası açabilecektir. Ceza hukuku ve boşanma hukuku açısından ortak alan teşkil eden bu davalarda her iki alanda da hizmet vermiş avukata danışmanız faydalı olacaktır. Yüz kızartıcı suçlar ;
Suçun küçük düşürücü suç niteliği taşıması toplumun gelenek, görenek ve ahlak anlayışı ile ilişkilidir. Hukuk, toplumun ahlaki bakış açılarına bağlı olarak şekillenir.
Boşanma davalarının dayandığı Temel İlkeler Nelerdir?
Boşanma davalarında tarafların dayanacağı temel ilkeler
Evlilik birliğinin boşanmayla sona erebilmesi için mahkeme kararı şarttır. Hakim kararı dışında evlilik birliğinin boşanma sebebiyle sona ermesi mümkün değildir. Ayrıca boşanma kanunda yazılı sebeplere dayanmak zorundadır.
Boşanma davalarına ilişkin hukukumuzdaki düzenlemeler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 161 ve 166. Maddeler arasında düzenlenmiştir. Bu maddelere göre boşanma sebeplerini genel sebepler ve özel sebepler olarak sıralayabiliriz.
Boşanma davalarında tarafların dayanabileceği özel boşanma sebepleri nelerdir?
TMK Madde 163 çerçevesinde ”Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşanması diğer eşten beklenmezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.”
Suç işleyen bir eşle evli kalmak istemeyen taraf ilgili sebebe dayanarak boşanma talebinde bulunabilir. Yaygın olan hukuk görüşüne göre boşanma talebinde bulunabilmek için ceza yargılamasının kesinleşmesine gerek yoktur. Daha açık bir anlatımla ilk derece ceza mahkemesinden çıkan suç işlemiştir, hükmüne dayanarak boşanma davası açılabilir. İlk derece ceza mahkemesinden çıkan kararın istinaf edilmesi halinde sonucun beklenmesine gerek yoktur.
Burada önemle belirtmemiz gerekir ki ‘küçük düşürücü bir suç işleme’ sebebine dayanacak olan tarafın suçun niteliği hususunda bilgi sahibi olması gerekmektedir. Aksi takdirde bu sebebe dayanarak açılacak dava red olabilir. Her suç küçük düşürücü suç niteliğinde değildir. Örneğin; kusuru neticesinde gerçekleşen bir araba kazasında ölüme sebebiyet veren kişi açısından suç oluşmuş olsa da burada ‘küçük düşürücü’ bir suç bulunmamaktadır. Küçük Düşürücü Suçlara örnek vermek gerekirse; hırsızlık, dolandırıcılık, cinsel taciz gibi suçlar sayılabilecektir. Yine önemle belirtmek isteriz ki küçük düşürücü suçlara dayanarak açılacak boşanma davalarında yaşanan olayların evlilik birliği öncesinde gerçekleşmemiş olması gerekir. Küçük düşürücü suça dayanarak açılacak bir davada suçun işleniş tarihi evlilik birliği içerisinde olmalıdır.
Küçük düşürücü suçlara dayanarak açılacak bir boşanma davasında eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlerken diğer eşin ise küçük düşürücü bir suç işlememiş bir kişi olması gerekmektedir. Örneğin her iki tarafın da hırsızlık suçunu işlediği bir karı koca ilişkisinde taraflardan biri diğerine; hırsızlık suçlamasıyla boşanma davası açamayacaktır.
İçerik Haritası
ToggleBoşanma; evlilik birliğinin Türk Medeni Kanunu kapsamında belirtilen genel veya özel sebepler çerçevesinde evlilik birliğinin sona erdirilmesidir. Boşanma hukuku ise evlilik birliğinin sonlandırılma talebi ile başlayıp evlilik birliğinin mali sonuçları ile varsa müşterek çocukların durumunun belirlenmesini düzenleyen hukuktur. Boşanma konusu ; boşanmanın sebepleri ve boşanma davası açıklandıktan sonra ayrıntılı olarak boşanmanın eşlerle ilgili hukuki sonuçları, boşanmanın mali sonuçları ve boşanmanın çocuklarla ilgili hukuki sonuçları ayrı ayrı incelenmelidir. Dünyada boşanmayı kabul etmeyen sistemler var olsa dahi Türk Hukuk Sistemi kapsamında boşanmak evlenmek gibi kişiye verilen medeni bir haktır.
O halde suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle açılacak bir davada eş muhakkak küçük düşürücü niteliği olan bir suç işlemelidir.
Suçu işleyen eş ile birlikte yaşamak diğer eş için çekilmez olmalıdır. Eş eğer rahatsızlık duymuyor ve boşanma davası açmıyorsa eşin küçük düşürücü suç işlemesi için hak düşürücü bir süre de ön görmemiştir.
Bu sebebe dayalı boşanma davası açabilmek için muhakkak bu olay evlendikten sonra gerçekleşmiş olmalı veyahut eş evlilik öncesindeki haysiyetsiz hayat sürmeden haberdar olmamalıdır.
Suç işleyen eşin ceza davası mahkeme süreci devam ederken diğer eş boşanma davası açabilir, soruşturma ya da kovuşturma aşamaları sürerken dava açma hakkı vardır. Fakat boşanma davasında verilecek kadar ceza davasının sonucunun kesinleşmesi beklenir. Ceza davalarında ilk derece mahkemelerinin verdiği kadara karşı yüksek mahkemede itiraz etmek mümkündür. Ceza davasının sonucunun beklenmesi, boşanma davası için bekletici meseledir. Küçük düşürücü suç işleme ilişkin davalarda herhangi bir süre ön görülmemiştir.
Haysiyetsiz yaşam sürme nedeniyle açılan boşanma davalarında, mutlak kesin maddede yazılan boşanma davalarıdır. Haysiyetsiz hayat sürme davalarında toplumun gelenek ve göreneklerine göre değişkenlik göstermektedir. Haysiyetsiz yaşam sürme davalarında toplumdan topluma değişiklik gösterecektir. Kimi toplumun geleneklerinde ahlaksızlık olarak nitelendirilen eylemler bir başka toplum için normal karşılanabilir ayrıca boşanmak istemeyen bir eş için bu dava sebebi bağlayıcı olmayacaktır. Taraflardan biri dava açmadan evlilik yasal ve geçerli ise devam edecektir.
Haysiyetsiz yaşam sürmek konusunda toplum genel olarak ;Fuhuş eyleminde bulunmak, Uyarıcı ve Uyuşturucu Madde kullanmak, satmak, Alkol vb. evliliği sonlandıracak bağımlılıklarının olması gibi sebeplerdir.
Haysiyetsiz hayat sürmeye dayalı açılacak boşanma davaları her an açılabilir. Ancak olay anından uzun zaman geçtikten sonra gerek küçük düşürücü suç işlemek gerek haysiyetsiz hayat sürmek sebeplerine dayalı boşanma davası açılması halinde eşle birlikte yaşamaya devam edildiği için affetmiş sayılır düşüncesi de baskındır.
Eşlerin müşterek çocuğu var ise boşanma davalarında velayet konusu gündeme gelecektir. Müşterek çocuğun velayetini her iki tarafta istiyor ancak uzlaşamıyorsa mahkeme tarafından verilecek karar beklenecektir. Mahkeme çocuğun suç işleme ve haysiyetsiz hayat süren eşin velayeti almasına izin vermeyecektir.
Çocuk 8 yaşından büyük ise idrak gücüne sahip olacağından çocukla pedagog görüşerek hangi ebeveyni ile daha iyi vakit geçirdiğini ifade edecektir. Çocuk hangi ebeveynde kalmak istediğini ifade ettiğinde mahkeme bunu dikkate alacaktır. Önemli olan çocuğun yararı olduğundan çocuğun okul dönemi de dikkate alarak bir karara varılacaktır.
Yoksulluk nafakası evliliğin bitimi sebebiyle yoksulluğa düşecek olan eşe şimdiki kanuna göre süresiz verilecek olan nafakadır. Boşanma davasında kusurlu olan eşe yoksulluk çekecek olsa da yoksulluk nafakası verilmez. Ancak suç işleme sebebiyle açılacak olan dava da diğer eş yoksulluk nafakası talep edebilir.
Müşterek çocuk adına iştirak nafakasına ise velayetin kimde olacağına karar verilecektir. Mahkeme çocukların bakım ve iyi yaşam şartlarını hangi ebeveyn sağlayacak buna karar verecektir. Bu sebeple müşterek çocuklar için verilecek iştirak nafakasına verilecek kadar da çocuğun velayetini alan taraf diğer taraftan iştirak nafakası talep edebilecektir.
Tazminat, boşanmaya sebep olarak diğer eşi maddi ve manevi zarara uğratan eşin bu zararlarını karşılamasını talep etmesidir. Boşanma davalarında suç işleyene ve haysiyetsiz hayat süren diğer eşe tazminat davası açabilecektir. Evliliğin bitiminde kusurlu olan eş suç işleyene ve haysiyetsiz hayat süren diğer eşten tazminat talep edemeyecektir.
Boşanma davasını açan ve boşanma nedeniyle zarara uğrayan eş diğer eşten zararını tazmin etmektir. Eşin suç işlemesi veya haysiyetsiz hayat sürmesi diğer eş için onur kırıcıdır, eş manevi olarak yıpranır. Dolayısıyla manevi tazminata hakkı vardır.
Bunun yanında diğer eş boşanmaya neden olan alaylarda tazminat ödemesi sebebiyle boşanma davası açabilecektir. Boşanmaya sebep olan eş kusursuz veya daha az kusurluysa ancak karşı taraftan tazminat talep edebilir kendi sebepleri ile evlilik birliğinin bitmesine sebep olan eşten tazminat isteyebilir.
Yargıtay TMK 163.madde gereğince; küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme ile nedeniyle boşanmaya hükmedilmesi için diğer eşin yaşamayı çekilmez hale getirmesi gerekir.
Aynı zamanda eşlerden birinin evlenmeden önce küçük düşürücü suç işlediğinin evlendikten sonra öğrenilmesi halinde bu dava açılamaz. Ancak koşulları varsa boşanma davası değil evlenmenin iptali davasını açılabilir. Evlenmeden önce haysiyetsiz hayat taşıyan eşin bu yaşantısından evlendikten sonra devam etmiyorsa yine bu maddeye dayalı dava açılamayacaktır. Koşulları varsa evlenmenin iptali davasını açılabilecektir. Hak kaybına uğramamanız adına uzman boşanma avukatından bilgi almalısınız.
Haysiyetsiz hayat sürmek demek; toplumun bakış açısına, düşünce, gelenek ve göreneklerine göre namus, şeref ve haysiyet kavramlarına verilen anlama zıt düşecek şekilde yaşamaktır. Eşlerden birinin haysiyetsiz hayat sürmesi diğer eş için boşanma sebebi olabilir. Ülkemizdeki anlayış çerçevesinde alkolik bir hayat sürmek, kumar bağımlısı olmak haysiyetsiz bir hayat sürüldüğüne dair örnek teşkil edebilir.
Haysiyetsiz hayat sürmeye dayanan boşanma davalarında kanun koyucu ‘her zaman’ ibaresini kullanarak herhangi bir süre öngörmemiştir. Bu noktaya dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatmak isteriz.
Boşanma Avukatına sıkça gelen sorulardan biri de TMK Madde 163 hükmünde belirtilen sebeplere dava açılıp açılamayacağıdır. TMK madde 163′ de belirtilen boşanma sebeplerini affeden taraf affettiği eyleme dayanarak dava açamayacaktır. Ancak önemle belirtiriz ki her somut olay kendi içinde değerlendirilmeye muhtaçtır. Yazımızda paylaştığımız bilgiler genel hukuk bilgileridir. Somut olayınıza ilişkin muhakkak hukuki yardım almanızı tavsiye ederiz.
Görevli mahkeme 4787 Sayılı Kanun gereğince TMK Madde 163 sebebiyle açılacak boşanma davalarında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Türk Medeni Kanun Madde 168 çerçevesinde boşanma ve ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Buna göre Küçük Düşürücü Bir Suç İşleme veya Haysiyetsiz Bir Hayat Sürme sebebiyle açılacak boşanma davalarında eşin yerleşmek amacıyla oturduğu yer mahkemesinde de dava açabileceğini kabul edebiliriz.
TMK Madde 163 de belirtilen sebebiyle açılacak boşanma davaları maktu harca tabidir. Maktu harca tabi olması demek davada talep değerine bakılmaksızın mahkeme veznesine yatırılması gereken miktarın aynı olması demektir. Boşanma davası asıl dava olmakla birlikte boşanma davasının içerisinde nafaka talepleri, velayet hususları gibi bir çok yan edim ve yükümlülük de bulunmaktadır. Böyle bir durumda açılan boşanma davası ile birlikte talep üzerine veya re’sen bu hususlarda da karar alacaktır. Ancak boşanma davası bittikten sonra ayrı bir dava olarak açılan tazminat ve nafaka davalarında vekalet ücreti de dava değeri üzerinden belirlenecektir.
TMK Madde 163′ de belirtilen sebepler ile açılacak boşanma davalarında avukatlık ücreti belirlenirken davanızı takip etmesini istediğiniz hukuk ve danışmanlık bürosu ile iletişime geçerek çalışma ücretleri hakkında bilgi almanız gerekmektedir. Küçük Düşürücü Bir Suç İşleme veya Haysiyetsiz Bir Hayat Sürme sebebiyle açılacak boşanma davalarında ücret belirlenirken avukatlık asgari ücret tarifesi altında bir ücret ile dosya takibi yapılması, hukuki danışmanlık verilmesi yasaktır.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 27.03.2000 tarihli kararında ‘Davalının hırsızlık yaptığı, uyarılara rağmen bu eylemlerinden vazgeçmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelden sarsacak birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcuttur. Olayların akışı karşısında eş dava açmakta haklıdır.
………..AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’ NE
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
KONU: Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma ve müşterek çocukların müvekkil davacıya verilmesi talebimizdir
AÇIKLAMALAR
HUKUKİ : TMK M.163 ve ilgili hükümler
DELİLLER: Nufüs kaydı, tanık beyanları ve her türlü delil
CEVAP SÜRESİ: 2 haftadır
SONUÇ: Yukarıda arz ettiğimiz nedenlerle, tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin müvekkil davacıya verilmesine, yargılama giderlerinin ve velayet ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla talep ederiz. TARİH.
Davacı Vekili
Eserçelik Hukuk Bürosu; İstanbul ilinde faaliyet gösteren ve Avukat Doğa Eser Eserçelik tarafından başta sağlık ve boşanma hukuku alanında hizmet veren İstanbul Hukuk Bürosudur.