Boşanma davalarında velayet tarafların müşterek çocuklarının evlilik bittikten sonra hangi tarafla hayatına devam edeceğini belirtir. Evlilik devam ederken kural olarak anne ve babanın birlikte kullandığı velayet, boşanma davası sonucunda hakim tarafından anne veya babanın birine verilir. İstisnai hali yazının devamındaki ortak velayet kavramıdır. Velayet, ergin olmayan küçüğün mallarının ve şahsının korunması konusunda anne babanın sahip olduğu hak ve yükümlülüklerdir. Boşanma avukatı, velayet davalarında müvekkilinin taleplerine uygun hukuk hizmeti sağlamaktadır.
Boşanma davalarında velayet konusu hakimin taraflar herhangi bir beyanda veya talepte bulunmasa dahi kendiliğinden araştıracağı bir husustur. Hakim dava açılır açılmaz resen veya talep üzerine geçici velayetin kimde olacağına karar verir.
Boşanma davalarında velayet tarafların üzerinde en çok konuştuğu konuların başında gelmektedir. Her iki tarafta velayet için mücadele etmektedir. Velayeti almak isteyen taraf kimi zaman karşı tarafa karşı güç elde edebilmek için çoğu zamanda çocuğuna duyacağı özlem ve çocuğun kaçırılma korkusundan ötürü velayeti talep etmektedir.
Velayet davasının açılmasının bazı kesin şartları vardır. Bu şartlardan en önemlisi boşanmalardaki velayet davasını anne ve babanın açacak olmasıdır. Anne ve baba sağ iken velayet hakkı öncelikli olarak anne ve babanındır.
İçerik Haritası
ToggleVelayet; ergin olmayan 18 yaşını doldurmayan çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması, iyi ve sağlıklı olarak büyütme yükümlülüğü doğrultusunda kararların alınması, boşanma hali var ise bu kararları çocuğu daha fazla koruyup gözetecek tarafın velayeti almasıdır.
Yasal bir gereklilik olmadan velayet anne babadan alınmaz. Velayet hakkı kan bağına dayanır. Bu sebeple kan bağı yok ise yani üvey anne ve üvey babanın çocuk üzerinde velayet hakkı yoktur. Üvey çocuklara karşı ilgi ve özen yükümlülüğü tartışmasız devam etmektedir.
TMK Mad 336 gereğince; Evlilik devam ettiği süre boyunca velayet anne ve baba tarafından birlikte kullanılır. Anne ve baba velayet hakkını satamaz, devredemez, bir başkasına bağışlayamaz. Ancak anne ve babanın tutum ve davranışları aile kavramına uygun değilse velayet hakkı anne ve babanın elinden alınabilir.
Boşanma davalarında velayet hususu belirlenirken çocuğun yaşı, idrak gücü, anne ve babasıyla ayrı ayrı ilişkisi, anne ve babanın günlük hayatlarındaki davranışları, çocuğa ayıracakları vakit ve ilgi duygusu gözetilerek velayet hususu değerlendirilir.
Boşanma davalarında müşterek çocuğun yaşı velayeti etkileyen önemli bir husustur.
Velayet altındaki çocuk;
Çocuk, 0- 6 yaş aralığında ise annenin bakımına muhtaç olduğundan hakim velayet hususundaki takdir yetkisini bu yönde kullanacaktır. Annenin maddi durumu çocuklara bakmakta yetersiz ise mahkeme süresince tedbir nafakası, boşanma davası sonucunda iştirak nafakası olarak nafaka tayin edilir. Maddi imkansızlıktan kaynaklanan eşitsizlik hali giderilir.
Çocuk, 6-18 yaş aralığında ise hakim çocukların okul durumunu gözetecektir. Çocuğun boşanma davası sebebi ile hayatı değişmekte anne ve babasının arasındaki ayrılığı hissetmekte ve değişen sürece adapte olmaya çalışmaktadır. Bu süreç kimi zaman okula başlangıç çağına, kimi zaman erginlik sürecine, kimi zamanda lise sınavına hazırlandığı zorlu dönemlere denk gelmektedir. Çocukların hayat şartlarının olumsuz anlamda daha fazla değişmemesi, alıştığı çevreden, arkadaşlarından tamamen koparılmaması çocuğun menfaatinedir. Hakim velayet kararlarında çocuğun menfaatini üstün tutacak şekilde kararlar alacaktır.
Çocuk, idrak çağında ise pedagogların görüşleri de dikkate alınır. İdrak çağının başladığı yaş 7-8 olarak kabul edilir. Ancak bu yaş öncesinde de çocukla pedagog arasında görüşme gerçekleştirilir.
Çocuk 8 yaş ve üzerinde ise idrak gücü var kabul edilir. İdrak gücü olan çocuklar ile pedagog görüşerek Sosyal İnceleme Raporu hazırlar. Hakime sunulan sosyal inceleme raporunda çocuğa okul hayatı ve ev hayatıyla ilgili bilgi alabileceği sorular sorar. Görüşme soru cevap şeklinde değil; çocuğun rahat hissedebileceği bir konuşma şeklinde gerçekleşir. Konuşma esnasında pedagog çocuğun görünen bölgelerinde darp cebir izi olup olmadığına bakar. Çocuğun jest ve mimiklerinde, konuşma akışında sorun olup olmadığını inceler. Anne ve babası ile görüşmelerini, görüşmelerin kalitesini öğrenir. Çocuk idrak çağında ise boşanma konusundaki görüşleri sorulur. Görüşmede konuşulmasa dahi çocukta gözlenen fiziki ve zihinsel gelişimler sosyal gelişme raporunda ifade edilir. Bu raporda velayetin kimde olması gerektiğine dair pedagog görüşü de açıkça ifade edilir.
Evlilik birliğinde anne baba çocuğun velayetini birlikte kullanır. Boşanma davası esnasında ve sürecinde velayeti alan taraf kural olarak çocuğun mallarını kullanabilir. Ancak bu mallar öncelikli olarak çocuğun menfaati için ihtiyaçlarına yönelik kullanılmalıdır. Hakkaniyet şartları ile anne veya baba çocuğun mallarından aile içinde harcama yapabilir.
Çocuk meslek sahibi oluşu ile para kazanıyorsa çocuğun malı ancak kendisine aittir. Bu sebeple meslek yaparak kazandığı parayı velayeti elinde tutan anne ve baba harcayamaz.
Engelli çocukların velayetindeki en önemli husus çocuğun bakımını sağlayacak, özel masraflarını karşılayabilecek tarafa velayetin verilmesi gerekliliğidir.
Velayet hakkı TMK M. 336 gereğince yalnızca anne ve babaya aittir. Bu sebeple anne ve babasını kaybeden(ölen) çocuğun velayetinin verilmesi söz konusu olmayacaktır. Çocuğa Sulh Hukuk Mahkemesince vasi tayin edilecektir.
Bu durumda anne/babanın tedavi süreci önem taşımaktadır. Anne/baba ağır ilaçlar kullanıyor, çocuğu ihmal ediyor, tedavi süresince rehabilitasyon merkezinde yatılı tedavi alıyor ise böyle bir durumda velayete ilişkin ödev ve sorumluluklarını yerine getirmediklerinden velayetin kaldırılması, değiştirilmesi, çocuğa vasi tayini gibi farklı seçenekler söz konusu olacaktır.
Vatandaş uyap adresine girerek mahkeme kararına elektronik ortamda ulaşabilirsiniz. Fiziki olarak dosyanızın bulunduğu mahkemenin kaleminden talep doğrultusunda da velayet kararı alabilirsiniz.
Boşanma ve boşanmanın sonuçları hakkındaki kararlarda güvendiğiniz bir avukatla çalışmanız çok önemlidir. Avukatınızın sizin tarafınızda olduğunuzu hissetmeniz ve ona gerçekleri ayrıntıları ile belirtmeniz gerekmektedir. Avukat seçiminde size güven veren, iyi bir eğitim geçmişi olan, boşanma, kadın ve çocuk hakları konusunda üniversite eğitiminden sonra da sertifika ve eğitimler almış bir avukatla çalışmak sizin mahkeme huzurunda daha iyi temsil edilmenizi sağlayacaktır. Avukatınızın Türk Medeni Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu, Kişisel İlişki Kurulması Avrupa Sözleşmesi, Milletlerarası hukuk dahilinde Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına ilişkin sözleşme metinleri hakkında da bilgi sahibi olması gerekmektedir.
Evlilik içinde de evlilik dışında da doğan çocuğun velayeti anneye aittir. Çocuk, yasal olmayan birleşme sonucunda meydana gelmişse, annenin soyadını taşır. Baba ile çocuk arasında tanıma ve babalık hükmü ile soy bağı kurulduğu halde dahi annenin soyadında kalacaktır. Evlilik dışında doğan çocuğun anne ve babası birbiri ile evlenirse anneden velayeti alacak yasal bir sebebin varlığı halinde babaya verilir. Babalık davası ve soybağının tespiti davaları ile evlilik dışında doğan çocuğun babayla soybağı birleştirilecektir.
Velayet kararı mahkemenin talep üzerine veya resen gözeteceği bir karardır. Pedagog ve uzman psikolog sosyal inceleme raporunda çocuğun üstün yararının gözetilerek hangi ebeveyn ile kalması gerektiğine karar verecektir. Bu rapordaki görüş hakimin takdirine etki etmektedir. Ancak hakim raporun dışında da bir karar verebilecektir.
Velayet ve nafaka taleplerine ilişkin dilekçe örneğini sayfamızda paylaştık. Bu örnekte de görüleceği gibi velayet ve nafaka talepleri birlikte istenebilecektir. Velayet ve nafaka talepleri ayrıntılı olarak belirtmek zorundadır. Hakim nafaka, velayet ve varsa tazminat taleplerini değerlendirerek bir karara varacaktır.
Evlilik birliğinin sonlandırılma yani boşanma sürecinde hamile olan kadının boşanma davası bitip kesinleştikten sonra doğum yapması halinde bu çocuğun velayeti için ayrıca dava açması gerekir. Boşanma kararından sonra çocuğun doğması halinde, çocuğun velayetinin kimde olacağı için velayet davası açılır. Yeni doğan çocuğun velayeti ile diğer müşterek çocukların velayeti aynı ebeveynde olmayabilir.
Evlilik birliği içerisinde küçük üvey çocuk varsa, eşler üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdür. Kendi çocuğun üzerinde velayet hakkına sahip olan eşine yardımcı olmak çocuğun bakımını kolaylaştırmak zorunludur. Ancak velayet hakkı kan bağına dayanarak anne ve babaya verilebilir. Dolayısıyla kural olarak üvey çocuğun velayetinin alınması özel durumlar haricinde mümkün değildir. Ancak üvey anne ve babanın çocukla bağ kurmasında menfaati varsa mahkemeden kişisel ilişki kurulmasını talep edilebilir.
Velayetin değişmesi ve değişmenin şartları ile ilgili Yargıtay içtihatlarına bakmak gerekecektir. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 13.01.2914 tarihli kararında, ”Velayetin değiştirilmesine ilişkin davalarda hakim çocuğun üstün yararını gözetmelidir. Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinseli ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimin sağlanması amacının gözetilmesi gerekir. Velayet hakkı davalı annede olmakla birlikte, annenin yeniden evlenmesi üzerine müşterek çocuk davacı babanın yanında kalmaya başlamıştır. Uzman bilirkişi raporu da çocuğun alıştığı ortamın değişmesinin uygun olmadığı ve kendi isteği de göz önüne alınarak velayetin babaya verilmesi yönündedir. Davanın kabulü gerekir. denilmiştir. Yargıtay kararını incelediğimizde annenin evlenmesi tek başına yeterli bir sebep değildir. Velayetin değişmesi için müşterek çocuğun yeni ortama alışamaması, velayet değişimine rızasının olması gibi sebepler de gereklidir.
TMK Mad.183’de çocukların velayeti kendisine verilmiş olan eşin ölmesi halinde velayetin kendiliğinden diğer eşe geçip geçmeyeceği hususu belirtilmemiştir, ancak hakimin talep üzerine veya kendiliğinden gereken önlemleri alabilecektir. Ancak doktrinde ve içtihatlarda velayet kendiliğinden diğer tarafa geçmeyeceği hakim uygun görürse hayatta kalan eşe vereceği aksi takdirde vasi atayacağını görüşünde birleşmiştir.
Yargıtay bir kararında ‘boşanma sebebi ile velayet kendisine verilen anne veya babanın ölümü halinde velayet kendiliğinden değişmez. Velayet askıdadır. Velayet çocuğun amcasına verilemez. Çocuğun velayetinin sağ kalan eşe tevdiinin küçüğe maddi ve manevi zararlar vereceği sonucuna varılırsa, çocuğa vasi tayin edilmelidir.’ şeklinde karara varmıştır.
Velayet çekişmeli boşanma davalarında tarafların durumlarında esaslı değişiklikler olduğu takdirde boşanma avukatlarının talepleri doğrultusunda veya resen gözetilecek sebepler neticesinde değişecektir.
Maddi durumun yetersiz olması velayeti kaybetmek için geçerli bir sebep değildir. Yani ekonomik olarak iyi durumda olmayan ebeveyne de velayet verilebilir. Velayet hususunda dikkate alınacak faktör çocuğun üstün menfaatidir. Çocuk mutlu ve huzurlu olduğu aile bireyi ile yaşamalıdır. Bu sebeple boşanma davası esnasında tedbir, boşanma davası sonucunda iştirak nafakası ile taraflar arasındaki maddi farklılıklar çocuğun yararına olacak şekilde düzenlenecektir. Bu sebeple ev hanımı olan eş de çocuklarının velayetini alarak kendisine ve çocuklarına nafaka alınması talebinde bulunabilecektir.
Velayet; çocuğun menfaatini en çok önemseyen ve gözeten tarafa verilmektedir. Çocukla olan kişisel ilişkinin kalitesi velayeti belirleyen önemli bir husustur. Zina (aldatma) eşler arasındaki boşanma sebebidir. Evlilik birliğinin bitmesine ilişkindir. Ancak çocuğun velayetini doğrudan etkilememektedir. Aldatan kişinin sorumluluğu eşine karşıdır. Çocukları ile olan ilişkisi mahkeme tarafından ayrıca değerlendirilecektir.
Velayet hakkını kötüye kullanarak çocuğunu ihmal eden, baba ile kurulacak kişisel ilişki günlerinde çocuğu hazır etmeyen baba ile kişisel ilişki kurulmasını engelleyen , fiziksel ve psikolojik olarak çocuğa şiddet uygulayan, istismar eden, çocuğu maddi kazanç sağlamak maksadı ile bir işte çalışmaya zorlayan anneden çocuk alınabilecektir. Böyle bir durumda davalı baba boşanma avukatı vasıtasıyla ihtar çekerek uyarıda bulunmalıdır. Uyarı; anne tarafından dikkate alınmaz ise velayetin değiştirilmesi için dava açılmalıdır.
Velayet kararında çocuğun yaşı önem teşkil etmektedir. Çocuk 0-6 yaş aralığında ise özellikle daha erken yaşlarda velayet anneye verilecektir. Çocuğun süt emme, tuvalet eğitimi, gibi temel ihtiyaçları da gözetildiğinde velayetin annede kalması çocuğun menfaatinedir. Ancak özel bir durum var ise davalı babada velayeti alabilecektir.
Boşanma davalarına ilişkin velayet konularında önemli olan çocuğun üstün menfaatidir. Çocuğun cinsiyeti boşanmalardaki velayet hususunu doğrudan ilgilendirmemektedir. Bu sebeple erkek çocuğun velayeti anneye verilebileceği gibi durumun gereklerine göre babaya da verilebilir.
Boşanma davası sonuçlanınca kadar fiili ayrılık gerçekleşmiş olduğundan tedbiren velayet geçici bir kararla bir tarafa verilir. Bu karar dava sonuçlanıncaya kadar duruşmalar arasında dahi değişebilir. Örneğin davada ön inceleme duruşmasına kadar mahkeme ara kararı ile geçici velayet anneye verilmişken celse arasında davalı babaya da geçici velayet verilebilir. Velayet davaları takip gerektiren davalar olduğundan muhakkak bir avukat yardımı ile dosyanızı takip etmenizi tavsiye ederiz.
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarında asgari ücret tutarının altına düşmeden avukatlık ücreti belirlenmektedir. Dava yargılama giderleri, harç ve masraflar ise şahsen açıyorsanız mahkeme veznesine o seneki ücretler üzerinden yatırılacaktır. Bu konuda eksiksiz bilgi almak için avukatınızla görüşmeniz gerekmektedir.
Yargıtay’ın özellikle 2010’dan sonraki kararları incelendiğinde 0- 7 yaşına aralığındaki müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesi gerektiğine kadar vermiştir. Annenin velayeti almaya engel özel bir durumu yok ise nadiren erken yaşlarda velayetin davalı babaya verildiği görülmektedir.
Özellikle idrak yaşına geldiği kabul edilen çocukların hangi tarafla yaşamak istediğini, bu isteğin nedenlerini pedagogla yapılan sosyal inceleme raporunun ayrıntılarında da yer alan hali ile hakim dikkate alacaktır. Çocukta idrak yaşı 8 yaş ve üzeri kabul edilmektedir. Çocuklar 2000’li yılların başına kadar mahkeme salonlarında dinleniyor iken aradan geçen 20 yıl içerisinde bunun çocuk açısından sağlıklı bir durum olmadığı kanaatine varılması ile bu uygulama terk edilmiştir. Çocuk uzman psikolog ve pedagog ile kendini daha rahat ifade edebilmektedir.
Çocuğun 18 yaşını doldurması ile velayet kendiliğinden son bulacaktır.
Velayet hakkını elinde tutan eş çocukla ilgili kararları tek başına verebilme hakkına da sahip olur. Şehir dışına çocuğuyla çıkan anne, babanın onayına ihtiyaç duymamaktadır. Ancak bu durum mahkeme kararında belirtilen baba ile kişisel ilişki kurma saatlerine aykırılık teşkil etmemelidir. Yine velayet hakkı açıkça kötüye kullanılmamalıdır.
Evlilik birliğinde anne ve babanın müşterek çocuklar üzerindeki velayet hakkını birlikte kullandıkları bilinmektedir. Aynı şekilde boşanma sonrasında da eşler sorunsuz bir şekilde anlaşabilecekleri inancı ile her iki tarafında onayı ile velayet hakkını birlikte kullanmaya yani çocuklar üzerinde birlikte karar almaya devam edebileceklerdir. Ortak velayet anne ve babanın ortak çocuk üzerinde birlikte karar almaları böylece çocuğun sorumluluğunu birlikte üstlenmeleri anlamında faydalıdır. Ancak boşanma sonrasında ortak görüşler yerine zıtlıklar ve fikir ayrılıkları müşterek çocukların durumu üzerinde de devam ederse çocuğun hayatına ilişkin birçok karar gecikmeli olarak verilecek çocuğun menfaati zarar görecektir. Ortak velayet kararı kendiliğinden değil talep üzerine verilir. Bu sebeple boşanma avukatınızla iletişime geçiniz.
Velayet hakkı çocuk üzerindeki her türlü plan ve eylemde çocuğun yararını gözetmek kaydı ile tek başına karar almayı gerektirir. Bu sebeple velayeti elinde tutan kişi yurt dışına çıkarken diğer ebeveynden izin almak zorunda değildir. Ancak mahkeme kararında belirtilen gün ve saatler diğer ebeveyn ile kişisel ilişki kurulma günlerini defalarca aksatacak şekilde ise artık iyi niyetten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Böyle bir durumda öncelikle ihtar çekerek akabinde de velayetin değiştirilmesi talepli dava açılabilir.
Pedagog sosyal inceleme raporunu hazırlarken anne ve baba ile görüşür. Müşterek çocuklar ile birçok anlamda inceleme yapacak şekilde sorular sorarak görüşür. Bu görüşmelerde çocukta darp izi var mı diye kontrol edilir. Çocuğun yaşına göre konuşma becerilerine bakılır. Pedagog gerekli görür ise ev ziyareti talep edecektir. Ev ziyaretinin saati daha önceden ayarlanmaktadır.
Boşanma davasının sonuçlanması ile birlikte müşterek çocuğun velayeti bir tarafa verilirken diğer eşin çocukla kişisel ilişki kurulması için mahkeme ilanında görüşme gün ve saatleri belirlenir. Velayet kararında belirtilen kişisel görüşme saatlerine uymayan taraf çocuğu teslim etmeme suçunu işlemiş olacaktır. Bu sebeple velayetin kaybedilmesi söz konusudur.
Yargıtay 2.HD. 04.04.2002 tarihindeki karara göre; ”Davalının, çocuğu davacı ile kişisel ilişkisini engellediği, çocuğun aile bağlarını özellikle fikri gelişmesini kötü etkileyecek bir davranış içerisine girdiği anlaşıldığından, velayetin değiştirilmesine karar verilmesi gerekir. Bu durumda velayetin değiştirilmesine karar vermesi gerekirken davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır.”
Çocuk idrak yaşında veya idrak yaşını geçmiş ise muhakkak hakimin isteği doğrultusunda uzman psikolog ve pedagog tarafından dinlenecektir. Uzmanlar tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporunda çocuğun kimle yaşamak istediği dikkate alınacaktır. Çocuk kendini seven, önemseyen, kendisinin ihtiyaçlarını karşılayan ebeveyni ile kalma isteğini dile getirdiğinde hakim tarafından dikkate alacaktır. 8 yaş ve üzerinde çocukların idrak çağına eriştiği kabul edilir.
Velayeti elinde tutan anne veya baba çocuğa karşı yeterli ilgi göstermemesi ya da çocuğa karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması nedeni ile velayetin kaldırılması mümkündür. Ancak burada dikkat edilmesi gereken, bu ilgisizlik halinin süreklilik arz etmesidir. Anne veya babanın ya da herhangi birinin bu durumun meydana gelmesinde kusurlu olması, ilgi ve şefkat gösterilmemesi sebebiyle velayet altındaki çocuğun menfaatlerinin zarar görmüş olması ya da zarar görmesinin muhtemel olması sebebiyle ilgi ve şefkat göstermeyen anne veya babanın velayet hakkı kaldırılabilecektir.
Anne veya baba evlenirse doğrudan velayet kaldırılmaz ancak bu evlilik sebebiyle çocuğu sürekli ihmal etmesi durumunda velayet kararı gözden geçirilerek velayet değiştirilebileceği gibi tamamen kaldırılarak vasi tayini de gündeme gelebilecektir.
Velayet hakkı yalnızca anne babanındır. Bu hususta hüküm kesindir. Dolayısıyla hiçbir sebeple üst soy yani anne ve baba dışında birine velayet verilmeyecektir. Anne ve babanın velayeti alamayacak özel sebepler varsa hakim çocuğa vasi atayacaktır. Ancak anne ve babanın kişisel ilişki saatini aşmayacak şekilde Yargıtay kararlarına dayanarak kişisel ilişki kurulmasını talep edebilir.
Somut olayda cezaevinde olan babaya çocuğun velayetinin verilmesini Yargıtay uygun bulmamıştır. Yargıtay 2.HD. 2021/6633E. 2021/8179 K. cezaevinde hükümlü olan babaya çocuğun velayetinin verilmesi doğru değildir. Çocukla birebir ilgilenilmesi gerekir. Cezaevindeki bir hükümlünün çocukla ilgilenebilme imkanı bulunmamaktadır. Bu sebeple velayeti alabilmesi mümkün değildir.
Yargıtay kararlarından yola çıkarak özetle çocuğunun menfaatini önemsemeyen, çocuğun ahlak ve gelişimini önemsemeyen taraftan velayet alınır. Velayetin kaldırıldığı hususları aşağıdaki gibi ifade edebiliriz.
Hakim velayeti belirlerken çocuğun yararını gözetmek zorundadır. Bu nedenle müşterek çocukların menfaati gereği kardeşlerin birbirinden ayrılması uygun değildir. Boşanma sonucunda anne ve babasının ayrı evlerde yaşadığını gören çocuk psikolojik olarak yıpranırken bir de kardeşi ile ayrılması çocuğun yararına olmayacaktır.
Anlaşmalı boşanmada, tarafların boşanmaya bağlı hususlarda da anlaşmış olması gerekir. Bu nedenle taraflar; nafaka, tazminat, velayet konularında da anlaşmış olmaları gerekir. Taraflar arasında anlaşmalı boşanma protokolü hazırlandığında müşterek çocukların velayeti konusu da düzenlenir. Müşterek çocuğun velayetinin kimde olduğunun belirlenmesi ile velayeti elinde bulundurmayan tarafla kişisel ilişki günlerinin de belirlenmesi gerekir. Hakim, çocuğun menfaatini gözeterek kişisel ilişki günleri hakkında protokol haricinde düzenlemeye yer verebilir.
Anlaşmalı boşanma davasında her hususta anlaşma sağlanmış olmak zorundadır. Çekişmeli boşanma davasında ise her iki tarafta velayeti talep ediyorsa hakim TMK Mad. 336 gereğince; ‘Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık kararı verilmişse hakim velayeti eşlerden birine verebilir.’
Anlaşmalı boşanma davalarında velayet anlaşma protokolünde açıkça hangi tarafa verildiği belirtilir. Boşanmanın hukuki sonuçlarından olan velayet konusunda anlaşmaya vardıktan sonra taraflar karar değişikliği yaşayabilmektedir. Böyle bir durumda velayeti değiştirme davası açılır. Velayetin değiştirilmesinde çocuğun yararı gözetilecektir.
Taraflar boşanma avukatları vasıtasıyla açılan davalarda hakim, çocuğun yararını gözeterek maddi imkanı yetersiz olan tarafa da çocuğun velayetini verebilecektir. Çocuğun yaşı da velayet hususunda önem arz edecektir.
Velayet kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflar talepte bulunmasa dahi velayet konusu düzenlenecektir. Erkek çocuğun velayetinin babaya; kız çocuğun velayetinin anneye verilmesi gibi bir uygulama bulunmamaktadır. Mahkeme pedagog ve uzman psikoloğun görüşü doğrultusunda baba ile kalmasına karar verebilir. Yine idrak yaşındaki çocuğun görüşleri de göz önüne alınacaktır. Çocuğa daha iyi yaşam şartları sağlayacak, çocukla ilgilenebilecek tarafa velayet verilecektir. Çocuğun 0-5 yaş aralığında annede kalması uygulamada sık rastlanan bir durumdur.
Velayeti kendinde tutan taraf evlenir ise bu kendiliğinden velayetin değişme sebebi değildir. Velayetin değiştirilmesi için çocuğun ihmal edilmesi, velayet hakkının kötüye kullanılması, üvey ebeveynin çocuğa sakıncalı davranışlarının bulunması gibi durumların varlığı gerekir.
Velayetin değiştirilmesinin konu olduğu davalarda, çocuğun menfaati yönünde karar verilir. Pedagog ve uzman psikologlar çocukla görüşmelerinde görünür bölgelerinde darp cebir izinin olup olmadığını inceler. Aynı zamanda çocuğun konuşmasında şiddetin varlığına rastlanacak bulgular var ise doktor görüşmesi sağlanmasını da ifade eder. Şiddet uygulayan ebeveyne velayetin verilmesi durumu söz konusu olmayacaktır. Ancak bu şiddetin delilleri ile kanıtlanması gerekir.
Velayeti alan tarafın özel hayatı, özel hayattaki tercihleri çocuğunun hayatına nasıl etki ettiğine bağlı olarak değişecektir. Burada annenin özel yaşantısının çocuğu kötü anlamda etkilediği, çocuğu yalnız, ilgisiz, ruhsal ve psikolojik gelişimini geride bıraktığı ispatlanır ise velayetin değiştirilmesi söz konusu olacaktır. Annenin haysiyetsiz bir hayat sürmesi halinde çocuğun gelişimine etkisi velayetin değişme sebebi olabilir.
Gerekli sebeplerin varlığı halinde çocuğun soyadını değiştirmek mümkün olacaktır. Bu durumda aile mahkemeleri, aile mahkemelerinin olmadığı bölgelerde asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Evlilik birliği dışında doğan çocuklarda da babanın soyadını alması hali öncelikle soy bağının kurulması sonrasında da soy bağının kurulması sonucunda babanın soyadını alması söz konusu olacaktır.
DAVACI:
VEKİLİ: Av……….
DAVALI:
DAVA KONUSU: Velayetin Kaldırılması davasıdır.
AÇIKLAMALAR
HUKUKİ NEDENLER:TMK, İlgili mevzuat
DELİLLER: Aile mahkemesine kararı, tanık ve diğer yasal deliller
İSTEM VE SONUÇ: Yukarıda arz ve izah edilen ve resen nazara alınacak nedenlerle davalının çocuğu Kardelenin….. üzerindeki velayetinin kaldırılarak vasi tayini için Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ihbarda bulunulmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. Tarih.
İHTAR EDEN:
VEKİLİ: Av. Eser ESERÇELİK
MUHATAP:
KONU:
Müvekkilimin evliliğinin …..Aile Mah. 2018/… E. 2022/….K sayılı boşanma kararı ile son ermesinden üzerine aynı kararla müşterek çocukları Ayşe ve Fatmanın velayetleri muhataba verilmiş olup mahkeme ilamına göre görüşme günleri …………….. dan ………….. ‘ya kadardır. Bu sürelerde çocukla şahsi ilişki kurulmasına izin verilmiştir.
Bugüne kadar müvekkilim mahkeme kararında belirtilen gün ve saatlerde hazır bulunmasına rağmen muhatabın zorluk çıkarması sebebiyle çocuklarını görememiştir. Mahkemenin size vermiş olduğu velayet hakkını kötüye kullanmaktasınız. Mahkeme kararının yerine getirilmesi bakımından Nisan ayında önümüzdeki 2. Cumartesi günü 06.09.2022 tarihinde çocukları teslim etmesi, aksi halde velayetin iptali ve tarafımıza verilmesi hususunda yasal yollara başvuracağımızı ihtar ederiz.
Sayın Noter;
İşbu ihtarnamenin birer nüshasını PTT ile muhataplara tebliğini, bir nüshasının tarafımıza verilerek, bir nüshasının da daireniz dosyasında saklanmasını vekaleten talep ederiz. 06.09.2022
İHTAR EDEN VEKİLİ
……NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’ ne
İhtiyati tedbir taleplidir.
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
KONU: Velayetin değiştirilerek tarafımıza verilmesi taleplidir.
AÇIKLAMALAR:
HUKUKİ NEDENLER:
HUKUKİ DELİLLER:
TANIKLAR: 1) ……………..
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıdaki nedenler neticesinde öncelikle yargılama sonuçlanıncaya kadar müşterek çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesine, dava sonucunda velayetin kalıcı olarak davalı babadan alınarak anneye verilmesine, müşterek çocuklar için tedbiren 5.000 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz. 06.09.2022
DAVACI VEKİLİ
Eserçelik Hukuk Bürosu; İstanbul ilinde faaliyet gösteren ve Avukat Doğa Eser Eserçelik tarafından başta sağlık ve boşanma hukuku alanında hizmet veren İstanbul Hukuk Bürosudur.